14 Şubat 2012 Salı

Fotokopiler | John Berger

Atının Gemini Tutan Bir Adam


Kışın kazağının üzerine kadife bir yelek giyerdi,ama hemen hemen hiç ceket giymezdi. Başında,kapalı yerde de , dışarıda da, bir kasket gibi gözlerinin üstüne çektiği küçük siyah bir beresi olurdu. Ufak tefek, tıknaz bir adamdı.İşinde kullandığı kısrağı Bitce gibi.


Bitce ölümsüzdü,çünkü bir kısrak iş göremeyecek kadar yaşlanınca,yeni bir kısrak alır,ona da Bitce adı ı takardı.
Bir gün yüzüme doğru bir gem uzattı.
Bu ne demek,biliyor musun? diye sordu yavaşça.
Evet dedim,kısrağı götürmüşler.
On beş yıl birlikte çalışmak,dile kolay, dedi.
Gemi hala elinde tutuyordu. Onun böyle teatral bir jest yaptığını yalnız o zaman gördüm. Gemin meşin parçası kısrağın terinden ve ağzından çıkan köpükten beyaz bir kabuk bağlamıştı.
Her şeyin bir sonu var, dedi gemi ahırın kapısının arkasındaki tahta çiviye asmadan önce.
Geçen ay Paris'e giderken, sırt çantama onun bir fotografını koydum. Bükülmesşn diye de bu fotografı sanayi sonrası toplumlarla ilgili yazı olan bir derginin sayfaları arasına özenle yerleştirdim.


Fotografta Theophile'le ben onun çiftlik evinin duvarları bir süthaneninkiler gibi fauans kaplı mutfağında yüz yüze duruyoruz. Mevsim kış,onun başında bir bere var ve masanın üzerindeki küçük bir kadehe gnole koymak üzere. Şişe sağ elinde,sol elinin başparmağıyla işaret parmağı arasında da şişenin mantarı var.
epeyce eski,on beş yıldan fazla olmalı çekileli:henüz saçlarımda kır yok. Bir çeşit boş inanç yüzünden yanıma almıştım bu fotografı. Hayır,bir çeşit dua olarak. Onun iyileşmesi için bir dua. Ama Theophile ölmeye bırakılmazdan önce altı hafta yoğun bakımda kaldı. Doktorların çoğuna artık insanları sevmedikleri için güvenmez oldum.
Kilise doluydu,oturacak yer yoktu. Çektiği acının gereksiz yere uzaması Teophile'in ölümünü sancılı bir yaraya dönüştürmüştü. Bunu herkes hissediyordu. Orada bulunan üç yüz kişiden hiçbiri el sıkışırken bile gülümsemiyordu. Daha iyisine layıktı diye hormurdanıyorlardı.


Onu son yolculuğuna uğurlamak için burada bulunuyorsunuz, dedi rahip ayakta duran köylülere. Hayatta hiç bir şey kaybolmaz,diye devam etti tabutun üzerindeki mumlar yakıldığında.


(...)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder